Hukuk & Danışmanlık Hizmetleri
Yerel ve uluslararası alanda bilgili ve
tecrübeli ekibimizle hizmet sunmaktayız.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 14.01.2020 T. 2019/12-623 E. 2020/9 K. sayılı Kararı Işığında Elektronik Tebligat Tartışmaları

Ana sayfa Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 14.01.2020 T. 2019/12-623 E. 2020/9 K. sayılı Kararı Işığında Elektronik Tebligat Tartışmaları

Elektronik tebligat uygulaması yürürlüğe girdiği tarihten beri birçok tartışmayı da beraberine getirmiştir. Kuşkusuz bu tartışmaların belki de en önemlisi elektronik olarak iletilen bir tebligatın tebliğ tarihinin ne zaman olacağına ilişkin tartışmadır. Hukukçular tarafından tartışılan bu konu, çeşitli Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi karalarına da konu olmuş ancak bu tartışma açıklığa kavuşturulamamıştır. Bu tartışmalar sürerken Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu tarafından bir içtihat beklentisine girilmiş ancak YİBK kararından önce Hukuk Genel Kurulu tarafından verilen yeni bir karar sonrasında tartışma yeniden alevlenmiştir.

Yargıtay çeşitli daireleri ve Anayasa Mahkemesi kararlarını önceki yazımızda değerlendirmiş bulunduğumuzdan burada sadece atıfta bulunmakla yetineceğiz. Önceki yazımızda da Yargıtay çeşitli daireleri tarafından tebligatın ne zaman tebliğ edileceğine ilişkin görüş ayrılıklarını detaylı olarak belirtmiştik. Bu noktada Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 25.09.2018 T. 2018/4120 E. 2018/6993 K. sayılı Kararında tebligatın açılıp açılmadığına bakılmaksızın, tebligatın posta kutusuna iletildiği andan itibaren 5. günün sonunda tebliğ edildiğini kabul etmektedir. Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin verdiği 18.09.2019 T. 2019/3962 E. 2019/16152 K. sayılı Kararında ise tebligatın açılma tarihi tebliğ tarihi olarak kabul edilmiştir.  Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin bu kararda hareket noktasının tebligatın açılması durumunda öğrenilmiş sayılacağı, çünkü tebliğin aslında bir öğrenme biçimi olduğunun kabul edildiği kanısındayız. Ancak Yargıtay 9. Hukuk Dairesi bu kararında diretmemiş sonrasında Yargıtay 9.Hukuk Dairesi 03.12.2019 T. 2019/7836 E. 2019/21446 K. sayılı Kararı ile önceki kararın maddi hata yaptığını, temyiz isteminin süreden reddine dair karar verilmesinin maddi hataya dayandığı belirtmiştir.

Anaya Mahkemesi soyut norm denetimi ve bireysel başvuru kararlarında (19.09.2019 T. 2018/144 E. 2019/72 K. sayılı Anayasa Mahkemesi Kararı, 04.03.2020 T. 2019/6266 E. sayılı Anayasa Mahkemesi Bireysel Başvuru Kararı, 01.12.2016 T. 2014/16800 E. sayılı Anayasa Mahkemesi Genel Kurul Kararı) 5 günlük sürede sonunda öğrenmiş sayılma ve  öğrenme tarihi üzerinde durulmuştur. Bu noktadan hareketle Anaya Mahkemesi tebligatın açılmasını öğrenme saymış ve süreyi bu tarihten başlatmıştır. Bütün bu yargı kararları tartışmayı sonlandırmamış hatta doktrindeki tartışmaları daha da alevlendirmiştir. Hukukçular arasında sorunun kanunda düzenleme yolu ile veya YİBK kararı çözüme kavuşturulması beklentisi oluşmuştur. (Detaylı yazımız için https://andishukuk.com/elektronik-tebligat-usulu-ile-ilgili-guncel-sorunlar/)

Elektronik tebligatla ilgili tartışmaların sonlandırılması için bir düzenleme beklendiği sırada Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 14.01.2020 T. 2019/12-623 E. 2020/9 K. sayılı Kararı yayınlanmıştır. Bu kararın en önemli özelliği Hukuk Genel Kurulu tarafından verilmiş bir karar olmasıdır. Yargıtay tartışmaya daireler bazında değil de ilk defa Hukuk Genel Kurulu bazında dâhil olmuştur. Ancak bu karar da tartışmayı aydınlatmaktan uzaktır. Nitekim Hukuk Genel Kurulu bu kararda Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin kararına benzer bir tutum sergilemiştir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 14.01.2020 T. 2019/12-623 E. 2020/9 K. sayılı Kararında;

Somut olayda karar düzeltme istemine konu Hukuk Genel Kurulunun bozma kararının alacaklı vekiline tebliğine ilişkin e-tebliğ mazbatasının incelenmesinde; “Tarih 30.07.2019 Muhatap hesabına teslim edilmek üzere UETS tarafından teslim alındı, 30.07.2019 Tebligat alıcı için ayrılmış tebligat alanına (hesabına) başarılı bir şekilde konuldu, 04.08.2019 Tebligat alıcının hesabına iletilmesine müteakip mevzuat gereği belirlenen süre sonunda otomatik olarak okundu sayıldı” seklinde açıklamaların yer aldığı görülmektedir.

 Elektronik Tebligat Yönetmeliği’nin 9. maddesinde belirtildiği üzere UETS Elektronik tebligat mesajını zaman damgasıyla ilişkilendirerek 30.07.2019 tarihinde muhatabın elektronik tebligat adresine ulaştırmış olup, elektronik yolla tebligat muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen besinci günün sonunda yapılmış sayılacağından bozma kararının 04.08.2019 tarihinde alacaklı vekiline tebliğ edildiği, 10 günlük karar düzeltme süresinin son gününün Kurban Bayramı’nın dördüncü günü olan 14.08.2019 tarihine rastladığı, resmi tatil olması sebebiyle IIK’nin 19. maddesinin 3. fıkrası gereğince müddetin 15.08.2019 tarihinde biteceği, karar düzeltme isteminin ise yasal 10 günlük süreden sonra 19.08.2019 tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır.” denilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu bu karar ile Yargıtay 10. Hukuk dairesi tarafından benimsenen okunup okunmadığı dikkate alınmaksızın tebliğ edildikten sonraki 5. günün tebliğ edilmiş sayılacağı görüşüne yakın bir karar vermiş ancak bunu karar metninde açıkça belirtmediği için yine tartışmalara sebep olmuştur. Hâlbuki kararda ‘açılıp açılmadığına bakılmaksızın 5. günün sonunda tebliğ edilmiş sayılır‘ ibaresi yer almış olsaydı tartışmalar sona ererdi. Bu şekilde bir ibarenin olması halinde elektronik yolla tebligat muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen besinci günün sonunda yapılmış sayılacağından tartışma sona ermiş olurdu. Ancak mevcut kararda tebligatın iletilmesinden sonraki 3. gün tebligatı açan kişinin tebligatı hangi gün tebliğ almış sayılacağı net değildir. Ancak önceki Yargıtay kararlarına benzer şekilde Hukuk Genel Kurulu da olayı açığa kavuşturamamıştır.

Önceki yazımızda da belirtmiş olduğumuz üzere kanaatimizce yakın bir süreçte içtihat birleştirmesi yoluyla veya kanuna yapılacak eklemeler ile bu husus açıklığa kavuşturulacaktır. Ancak bu süreç içerisinde tebligatların açıldığı tarihin tebliğ tarihi olarak kabul edilmesinin yararlı olacağı kanaatindeyiz. Nitekim tebligatın amacı tebligat konusunu ilgiliye bildirmek ve ilgilinin bunu öğrenmesini sağlamaktır. Amaçsal yorum yoluyla varılacak bu sonuca göre tebligatın açılması durumunda öğrenmenin gerçekleştiği kabul edilecektir. Bu nedenledir ki tebligatın 5 günlük süre içerisinde açıldığı durumda bu tarih tebliğ tarihi olarak kabul edilmeli, 5 günlük süre içerisinde tebligat açılmamışsa 5. günün sonunda tebliğ edilmiş sayılması gerekmektedir. Aksinin kabulü ve her durumda 5. günün sonunda tebliğ edilmiş sayıldığı halde problemler ortaya çıkabilecek, başvurular süre aşımından reddedilebilecek ve hak kayıpları yaşanabilecektir. 15.05.2020

Av. Mehmet Ali BAYLER

Kaynaklar:
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 25.09.2018 T. 2018/4120 E. 2018/6993 K. sayılı Kararı
Yargıtay 9.Hukuk Dairesi 18.09.2019 T. 2019/3962 E. 2019/16152 K. sayılı Kararı
Yargıtay 9.Hukuk Dairesi 03.12.2019 T. 2019/7836 E. 2019/21446 K. sayılı Kararı
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 28.01.2014 T. 2013/10469 E. 2014/2140 K. sayılı Kararı
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 14.01.2020 T. 2019/12-623 E. 2020/9 K. sayılı Kararı
19.09.2019 T. 2018/144 E. 2019/72 K. sayılı Anayasa Mahkemesi Kararı
04.03.2020 T. 2019/6266 E. sayılı Anayasa Mahkemesi Bireysel Başvuru Kararı
01.12.2016 T. 2014/16800 E. sayılı Anayasa Mahkemesi Genel Kurul Kararı