Hukuk & Danışmanlık Hizmetleri
Yerel ve uluslararası alanda bilgili ve
tecrübeli ekibimizle hizmet sunmaktayız.

İkinci El Araç Satışı Hakkında Getirilen Kısıtlama Hukuka Uygun mudur?

Ana sayfa İkinci El Araç Satışı Hakkında Getirilen Kısıtlama Hukuka Uygun mudur?

 

16 Ağustos 2022 günü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Ticaret Bakanlığının İkinci El Motorlu Kara Taşıtlarının Ticareti Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile ikinci el araç satışı yapanlar için birtakım yasaklar getirildi.

Bu yönetmeliğin birinci maddesi şu şekildedir:

13/2/2018 tarihli ve 30331 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan İkinci El Motorlu Kara Taşıtlarının Ticareti Hakkında Yönetmeliğe aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“Pazarlama ve satış kısıtlaması

GEÇİCİ MADDE 2- (1) İkinci el kara taşıtı ticaretiyle iştigal edenler, otomobil ve arazi taşıtlarının pazarlanmasını veya satışını ilk tescil tarihinden itibaren altı ay ve altı bin kilometre geçmedikçe 1/7/2023 tarihinden önce doğrudan veya dolaylı olarak yapamaz. Bakanlık, bu tarihi altı aya kadar uzatmaya yetkilidir.

(2) İkinci el motorlu kara taşıtı ticaretiyle iştigal edenler adına bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce tescil edilen otomobil ve arazi taşıtlarının 15/9/2022 tarihine kadar pazarlanması veya satılması halinde birinci fıkra uygulanmaz.”

Bu kararla birlikte sıfır alınan araçlar, ikinci el taşıt ticareti ile uğraşan kimseler tarafından 6 ay ve 6 bin kilometreyi geçmeden satılamayacaktır.

Gerçekten de motorlu kara taşıtları piyasasında yaşanan arz ve talep dengesizliklerinin aşırı ve adil olmayan fiyat artışlarına, bu artışlar stokçuluk faaliyetlerine sebebiyet vermiştir. Bu faaliyetlerin engellenmesine yönelik Ticaret Bakanlığı kamuoyunun beklentilerinin karşılamak amacıyla böyle bir düzenleme yoluna gitmiştir. Yönetmelik hükmü Resmi Gazete’de yayınlandığı gün itibariyle yürürlüğe girmiş olup, 1 Temmuz 2023 tarihine kadar geçici bir süreyle yürürlükte kalacaktır. Bakanlık uygun görürse bu süreyi 6 aya kadar uzatabilecektir. Buna ilaveten yönetmeliğin yürürlük tarihinden önce yeni araç satın almış tacir kimseler bu araçları satmak için 1 aylık süre tanınmıştır. 1 ay içinde bu araçları satmayan bu kimseler de satış yasağı kapsamına dâhil olacaktır. Ayrıca yasağa uymayan kimseler idari para cezası yaptırımı ile karşı karşıya kalacaktır.

Mamafih bu düzenleme ne yazık ki hukuka uygun bir usul izlenerek yapılmamıştır. Zira Anayasamızın 13. Maddesinde temel hak ve özgürlüklerin ne şekilde kısıtlanabileceği belirtilmiştir. Makalemizde öncelikle konuya ilişkin “hak” ve “özgürlük” kavramlarının tanımlanmasında yarar görülmüştür.

En basit anlamıyla hak, kişilere hukuk düzeni tarafından korunan menfaatlerdir. Gözler, hak kavramını anayasal bağlamda şu şekilde tanımlamaktadır: “Anayasa hukuku alanında hak, kişiye anayasa tarafından verilmiş bir irade kudreti, bir isteme yetkisidir.” Özgürlük ise kişiye bir şeyi yapma veya yapmama, belli bir şekilde davranıp davranmama erki olarak tanımlanabilmektedir.

Kısaca değindiğimiz üzere “hak” ve “özgürlük” kavramları arasındaki ilişki şu şekildedir: Hak, özgürlüklerin uygulanması noktasında doğmaktadır. Anayasa hukuku açısından ele alacak olursak temel haklar, yazılı hukuk kuralları tarafından temin altına alındığından yasama ve yürütme organlarınca herhangi bir sınırlama getirilemez, kaldırılamaz.

Toplumun bireyleri arasındaki muhtemel çatışmalara engel olma gayesiyle temel hak ve özgürlüklerin sık sık yeniden düzenlenmesi, bazen de kısıtlanması gündeme gelebilmektedir. Demokratik bir devlette, anayasa tarafından temin altında olan temel hak ve özgürlükler kısıtlanırken bazı hususlara riayet edilmesi gerekmektedir. Örneğin, bu kısıtlamalar sınır tanımaksızın, keyfi olarak, temel hak ve özgürlükleri tamamen sıfırlamamalıdır.

Anayasamızın temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanmasına dair hükümlerinin 13. Madde’de yer almaktadır. Bu madde 2001 yılında değişikliğe uğramıştır. Maddenin 2001 değişikliğinden önceki hali şu şekildeydi:

“Temel hak ve hürriyetler, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünün, milli egemenliğin, Cumhuriyetin, milli güvenliğin, kamu düzeninin, genel asayişin, kamu yararının, genel ahlakın ve genel sağlığın korunması amacı ile ve ayrıca Anayasanın ilgili maddelerinde öngörülen özel sebeplerle, Anayasanın sözüne ve ruhuna uygun olarak kanunla sınırlanabilir”.

İlgili madde 2001 yılındaki değişiklik sonucu şu şekli almış ve hala daha günümüze şeklini korumaktadır:

“Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.””

Kısaca değinmek gerekirse maddenin önceki metninde yer alan ikinci ve üçüncü cümle kaldırılmıştır. Doktrine göre; bu yeni 13. Madde, belirtilen değişiklik öncesinin tam tersine temel hak ve hürriyetlerin sınırlama gerekçelerinin ve imkânlarının değil; kanun koyucunun kısıtlama yetkisine yönelik bir sınır getirilmiştir. Bu bağlamda yeni 13. Maddenin öncekine oranla daha özgürlükçü bir zeminde olduğu söylenebilir.

Yukarıda 13. Maddede görüldüğü üzere temel hak ve özgürlüklerin, tüzük, yönetmelik gibi araçlarla düzenlenmesi yahut kısıtlanmasının mümkün olmadığı anlaşılmaktadır.

Bunun yanı sıra demokratik devletlerin de temel hak ve hürriyetleri bir takım kanunlarla kısıtlanması da son derece doğaldır. Demokratik devletlerde iktidarın kaynağı da halk olduğundan, halk kendisini parlamento içerisinde temsil edebilmektedir. Öyle ki temek hak ve özgürlüklerin kısıtlanması mecburi ise bunu yapması gereken halkı en iyi temsil edebilme yetisine sahip parlamentodur.

Açıkladığımız üzere, temel hak ve özgürlükleri kısıtlayan kurallar, olağan dönemlerde ancak ve ancak kanunla getirilebilir. Dolayısıyla yönetmelik gibi idari düzenlemelerle temel ve hak özgürlükler sınırlanamaz.

Araç alım satımı yapmanın bu şekilde kısıtlanması Anayasa ile güvence altına alınmış mülkiyet hakkı ve sözleşme özgürlüğünün sınırlanması olduğu şüpheye mahal vermeyecek şekilde açık ve nettir. Bu kısıtlamanın her vatandaşa getirilmeyip sadece araç alım satımıyla uğraşan tacirlere getirilmiş olması da usuli açıdan sakat bir yolun izlendiği gerçeğini değiştirmemektedir.

Konu ile ilgili olarak edinilen son güncel bilgilere göre de ikinci el araç satışı ile uğraşan bazı tacir kimseler, bu düzenlemenin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle dava açmaya hazırlanmaktadırlar.

Av. Evin Şeyma Çakan

 

KAYNAKÇA

Gözler, Kemal, “Hukuka Giriş”, Bursa, Ekin Yayınevi, 2011,

Gözler, “Anayasa Hukukuna Giriş”, Bursa, Ekin Yayınevi, 2004,

Tülen, Hikmet (2001). “ 03.10.2001 Tarihli ve 4709 Sayılı Kanunla Yapılan Anayasa Değişiklikleri Üzerine Genel Bir Değerlendirme”. Atatürk Üniversitesi Erzincan Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt :5, Sayı:1-4, sf. 191-244, Erzincan.

Demirkol, Mustafa (2017), “Kişi Hak Ve Hürriyetlerinin Korunması Karşısında Anayasa Madde 13, Bu Hükme Aykırı Yasal Düzenleme Ve Faaliyetlerin Anayasa Madde 11 Açısından Değerlendirilmesi”