Hukuk & Danışmanlık Hizmetleri
Yerel ve uluslararası alanda bilgili ve
tecrübeli ekibimizle hizmet sunmaktayız.

Memurun Keyfi Olarak Yer Değiştirilmesi Özel Hayata Saygı Hakkını İhlal Etmektedir

Ana sayfa Memurun Keyfi Olarak Yer Değiştirilmesi Özel Hayata Saygı Hakkını İhlal Etmektedir

Memurun Keyfi Olarak Yer Değiştirilmesi Özel Hayata Saygı Hakkını İhlal Etmektedir

Anayasa Mahkemesi’nin 20.10.2021 tarihli Ahmet Devlethan  Kararının İncelenmesi:

Anayasa Mahkemesi, 17.11.2021 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 2018/11772 Başvuru Numaralı kararında idarenin keyfi görevlendirmesi sebebi ile özel hayata saygı hakkının  ihlal edildiği   iddiasını incelemiştir.

Başvurucu, Lâdik Belediye Başkanlığı (İdare) bünyesinde memur olarak görev yaparken görevde yükselme sınavında başarılı olması üzerine müdürlük kadrosuna atanma talebinde bulunmuştur. İdarenin 17/12/2010 tarihli yazısı ile bu talebin reddedilmesi nedeniyle başvurucu tarafından Samsun 1. İdare Mahkemesine dava açarak anılan işlemin iptalini talep edilmiştir. Mahkemenin 27/12/2011 tarihli kararı ile İdarenin işleminin iptaline karar verilmesi neticesinde başvurucu 22/6/2012 tarihinde imar ve şehircilik müdürlüğüne atanmıştır.

Başvurucunun bu birimdeki görevine başlamasından altı gün sonra İdare, başvurucuyu fen işleri müdürü olarak atamıştır. Başvurucu bu işlemin iptali amacıyla bu kez Samsun 2. İdare Mahkemesine (Mahkeme) dava açmış, yargılama sonucunda 30/1/2013 tarihli karar ile anılan işlemin iptaline karar verilmiştir.  Mahkemenin iptal kararına karşın fen işleri müdürlüğündeki görevine devam ettiği belirlenen başvurucu, İdarenin 19/8/2016 tarihli kararı ile geçici olarak kademedeki büro başkan danışmanı olarak görevlendirilmiştir.

Başvurucu 24/10/2016 tarihinde geçici görevlendirme işleminin iptali talebiyle dava açmıştır. İdarenin cevap dilekçesinde ise başvurucunun görevlendirildiği birimin fen işlerine bağlı olduğu, burada hizmet veren çalışanların tüm ihtiyaçlarının tespiti ile yapılacak olan işlerin tespit ve takibi için görevlendirme yapıldığı belirtilmiştir. Cevap dilekçesinde ayrıca başvurucunun inşaat programına ilişkin ön lisans diploması bulunduğu ifade edilerek görevlendirmeye konu işi yapabileceği yönünde kanaat oluşması nedeniyle görevlendirildiği bildirilmiştir.

Mahkemenin 20/4/2017 tarihli kararı ile anılan işlemin iptaline karar verilmiştir.

Samsun Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesinin (Daire) 25/1/2018 tarihli kararı ile atama yapılmasının takdir yetkisi içinde olduğu gerekçesi ile mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine kesin olarak karar verilmiştir.

Anayasa Mahkemesi, başvurucunun, fen işleri müdürü olarak görev yaparken belediye başkanı tarafından tesis edilen işlemle kademedeki büro başkan danışmanı olarak görevlendirildiğini dolayısıyla görevlendirme işleminin tesis edilmesiyle kamusal bir makam tarafından başvurucunun özel hayata saygı hakkına bir müdahalede bulunulduğu değerlendirmiştir.

Anayasa Mahkemesi kişinin kamu görevlisi olması, kendisine sağladığı bazı ayrıcalıklar ve avantajların yanında birtakım külfet ve sorumluluklara katlanmayı ve diğer kişilerin tabi olmadığı birtakım sınırlamalara tabi olmayı gerektirdiğini ifade etmiştir.

Bu noktada kamu hizmetlerinin sürekliliği ve düzenliliği ilkesi ile kamu görevlilerinin özel hayatına saygı hakları arasında adil bir dengenin gözetilmesi gerektiği ifade edilmiştir.

Başvurucu, İdare tarafından yargı kararlarının uygulanmadığını, fen işleri müdürü olarak görev yaparken gerçekleşen bu görevlendirme işleminin kendisini cezalandırma amacı taşıdığını, buna karşın Dairenin somut gerekçeler ortaya koymadan davanın reddine karar verdiğini belirtmiştir. Bununla birlikte başvurucu; kademedeki büro olarak ifade edilen yerin kendisinden başka kimsenin görev yapmadığı, telefon, bilgisayar gibi teknik araçların bulunmadığı, ısıtma tertibatı olmayan baraka görünümündeki bir şantiye olduğunu vurgulamıştır.

Anayasa Mahkemesi, idarenin hizmetin niteliği gereği belirli nedenlerle veya dönemlerde kamu kurumları tarafından atama ve görevlendirme işlemi yapılmasında belirli bir takdir alanı bulunduğunu kabul etmiştir. Ancak bu takdir yetkisi keyfî şekilde kullanılmamalı, işlemin keyfîlik içermediği konusunda idare ve yargısal makamlarca ilgili ve yeterli gerekçeler açıklanmasının gerekli olduğu ve keyfîliğe yol açan ve hiçbir gereklilik ortaya konulmadan tesis edilen işlemler, işlemin muhataplarının temel haklarına ağır bir müdahale olduğunu ifade etmiştir.

Geçici görevlendirme işlemi tesis edilirken hangi somut gerekliliklerin bulunduğunun açıkça ortaya konulmadığı, ayrıca yargı kararları dikkate alınmaksızın başvurucunun atanmaya hak kazandığı kadroda çalışmasına imkân sağlanmadığı gözetildiğinde İdarenin anılan tasarruflarının keyfîlik taşıdığı yönündeki iddiaların tümüyle temelsiz olmadığı değerlendirmiştir. Öte yandan kamu otoritelerinin naklen atama ve görevlendirme konusundaki takdir yetkisinin, işlemin kişinin özel hayata saygı hakkına müdahale teşkil ettiği hallerde daralacağı ifade edilmiştir. Buna karşın Bölge İdare Mahkemesi Dairesi tarafından yapılan istinaf incelemesinde İdare Mahkemesinin tespitlerinin aksine İdarenin yönetici pozisyonundaki çalışanların atama ve görevlendirmelerinde geniş takdir yetkisi bulunduğunun belirtilmesi ile yetinilmiş ve başvurucunun itirazları hakkında hiçbir değerlendirme yapılmadığı vurgulanmıştır.

Dolayısıyla Dairenin kararında; gerek ilk derece mahkemesi tarafından ortaya konulan gerekçeler gerekse başvurucunun ileri sürdüğü iddia ve itirazlar hakkında hiçbir değerlendirme yapılmaksızın salt İdarenin takdir yetkisine atıf yapılarak karar verildiği anlaşılmıştır. Bu kapsamda yapılan değerlendirmelerde İdarenin geniş takdir yetkisi içinde hareket ederek süre ve kapsamı açık şekilde belirlenmeksizin görevlendirme yapabileceğini kabul eden idari ve yargısal kararların müdahalenin zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşıladığı konusunda ikna edici nitelikte ilgili ve yeterli gerekçeleri içerdiği söylenemeyecektir. Neticede somut olaydaki müdahale demokratik toplum düzeninin gereklerine uygunluk koşulunu sağlamadığına karar verilmiştir.

Anayasa Mahkemesi yukarda açıklanan gerekçelerle özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.

Av. Muammer ÖZ