7338 Sayılı ‘Vergi Usul Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun’ İle Vergi Kanunlarında Bir Kısım Değişiklikler Yapılmıştır.
Yapılan değişikliklerin çoğunluğunun, söz konusu uygulamaların tarafı sayılan mükellefler ile müşavir ve mevzuat uygulamasına taraf serbest meslek erbaplarının yıllardır dile getirdiği hususları içermesinin, olayın muhatapları tarafından memnuniyet ile karşılanmıştır.
Yapılan bir kısım değişiklikler başlıklar halinde özet olarak aşağıdaki gibidir.
1-Basit Usulde Vergilendirilen Mükellefler, Basit Usul Kapsamındaki Kazançları İçin Yıllık Beyanname Vermeyeceklerdir.
Bu konuda yapılan değişiklikle Gelir Vergisi Kanunu’nun 47 ve 48. maddelerinde yazılı şartlara haiz olan ve Basit Usulde vergilendirilen mükelleflerin ticari kazançları Gelir Vergisinden istisna edilmiştir. Bu istisna 2021 Yılı Gelirleri içinde geçerlidir.
Basit Usul mükellefleri, Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesi vermeyecek olmakla birlikte mal ve hizmet alımları için belge almaya ve mal ve hizmet teslimleri için belge düzenlemeye devam edeceklerdir.
Gelir Vergisi Kanunu’nun 48. maddesinde yazılı alım satım ve hizmet gelirleri tutarlarına ait limitlerin aşılması halinde ise, Basit Usul mükellefiyeti sona erecek ve Gerçek Usulde vergi mükellefi olacaklardır.
2- Dördüncü Geçici Vergi Dönemi 01.01.2022 Tarihi İtibari İle Kaldırılmıştır.
Geçici Vergi beyannamesi vermek zorunda olan mükellefler, 01.01.2022 tarihi itibari ile dördüncü Dönem Geçici Vergi Beyannamesi vermeyeceklerdir. Mükellefler, 2021 yılının dördüncü Dönem Geçici Vergi beyannamesini ise kanuni süresinde beyan edecektir.
3-Sosyal Medya Üzerinden Elde Edilen Kazançların Vergilendirilmesi Yeniden Düzenlenmiştir.
Youtuber / Blogger / Vlogger / Tiktoker gibi sosyal medya alanları üzerinden elde edilen kazançlar ile uygulama geliştiren kişilerin, elektronik uygulama paylaşım ve satış platformlarından elde ettikleri kazançlar gelir vergisinden istisna tutulmuştur.
Gelir sahiplerinin istisnadan faydalanabilmesi için;
-Türkiye’de kurulu bankalarda bir hesap açılması ve bu faaliyetlere ilişkin tüm hasılatın münhasıran bu hesap aracılığıyla tahsil edilmesi şarttır.
-Bankalar, bu kapsamda açılan hesaplara aktarılan hasılat tutarları üzerinden, aktarım tarihi itibariyle %15 oranında gelir vergisi tevkifatı yapmakla yükümlü kılınmıştır.
– Kapsama giren kazançların toplamı GVK ‘un 103 üncü maddesinde yazılı tarifenin 4. tarifede yer alan tutarı (2021 yılı için 650.000 TL) aşanlar ve ilgili kazançları yukarıdaki şartlara uygun olarak tahsil etmeyenler bu istisnadan faydalanamazlar.
4-Kamu Kurum Ve Kuruluşları Tarafından Çiftçilere Yapılan Destek Ödemeleri Üzerinden Yapılan Vergi Kesintileri Kaldırılmıştır
-Tarım sektörü ve çiftçilerin desteklenmesi amacıyla kamu kurum ve kuruluşları tarafından yapılan destek ödemeleri gelir vergisinden istisna edilmiştir.
-Bu gelirler üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılmasına da son verilmiştir.
-Daha önce yapılan kesintilerin de gerekli koşulların sağlanması halinde iadesi mümkün hale gelmiştir. (Bu yönde hazırlanmış tebliğ ise taslak aşamasındadır)
5-Vergiye Uyumlu Mükelleflere Uygulanan %5 İndirim İle İlgili Şatlarda Düzenleme Yapılmıştır.
Vergiye uyumlu mükelleflere vergi indirimini düzenleyen Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 121’inci maddesinde yapılan değişiklik uyarınca;
-Kurumlar vergisi beyannamesinin verildiği yıl ve bundan önceki iki yıl içerisinde kesinleşmiş olması koşuluyla vergi beyannamelerindeki vergi türleri itibarıyla ikmalen, re’ sen veya idarece yapılmış bir tarhiyat bulunması halinde, kesinleşen tarhiyatların indirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl için geçerli olan indirim tutarı üst sınırının (2021 yılı için 1.500.000 TL) %1’ini aşmaması durumunda vergi indiriminden faydalanması mümkün hale gelmiştir. Bilindiği üzere, bir mükellefin yararlanabileceği indirim tutarı maksimum 1.500.000,00 TL ile sınırlıdır.
-Kesinleşmemiş tarhiyatlar indirimin uygulanması önünde engel olmayacaktır.
-Bu değişiklik 2021 yılı Gelirlerine uygulanabilecektir.
6-Yabancı Ülkelerde Bulunanlara Yapılacak Tebligatlar
-Bilindiği üzere, düzenlemeden önce yabancı ülkelerde bulunanlara yapılacak tebligatlar Gelir İdaresi Başkanlığına gönderilmekte ve idare tarafından tebligat yurtdışı temsilcilikler aracılığı ile yapılmaktaydı. Yapılan düzenlemeyle Gelir İdaresi Başkanlığı aracı kılınmaksızın ilgili vergi dairesi başkanlıklarınca tebligat doğrudan yurtdışı temsilcilikleri aracılığıyla yapılacaktır.
7-Vergi İncelemelerine Dair Yeni Düzenlemeler
-213 Sayılı VUK’nun 139. Maddesinde yapılan değişiklikle vergi incelemesinin işyerinde yapılması esastır kuralı kaldırılmıştır. Ancak mükellefin talep etmesi halinde inceleme işyerinde yapılması mümkün olacaktır.
-VUK 140. Maddesinde yapılan düzenleme ile, incelemeye tabi olana vergi incelemesinin konusunu ve incelemeye başlanıldığı hususu bir yazıyla bildirilecektir. İnceleme başlama tutanağı karşılıklı olarak imzalanmayacaktır.
8-YMM Tasdik Raporu Gerektiren İşlemler İçin, YMM Raporunun İbraz Süresine 60 Günlük Ek Süre Tanınmıştır.
-Vergi kanunlarında yer alan muafiyet, istisna, yeniden değerleme, zarar mahsubu ve benzeri hükümlerden yararlanabilmek için düzenlenmesi gereken YMM Tasdik Raporunun zamanında ibraz edilmemesi halinde, mükellefe tebliğ edilmek şartı ile 60 günlük bir mühlet verilecektir. Tasdik raporunun bu süre içinde de ibraz edilmemesi halinde mükellefler tasdike konu haktan yararlanamayacaktır.
-Verilen ek mühlet içerisinde tasdik raporunun ibraz edilmemesi halinde; ibraz şartı getirilen mükellef adına 50.000 Türk lirasından az ve 500.000 Türk lirasından fazla olmamak üzere, yararlanılması tasdik raporunun ibrazı şartına bağlanan tutarın %5’i nispetinde özel usulsüzlük cezası kesilecektir.
9-Elektronik Defterlerin Tastik Hususu Açıklığa Kavuşturulmuştur.
–213 Sayılı VUK’nun 226/A maddesi ile E-Defterler için BERAT ALINMASI tasdik hükmünde kabul edilmiştir. Berat alınmamış defterler hiç tasdik edilmemiş / tutulmamış kabul edilecektir.
Bu şekilde daha önce açıklığa kavuşturulmamış tasdik konusu netliğe kavuşmuştur.
10-Gider Pusulasının Düzenlenmesi İle İlgili Esaslar Düzenlenmiştir.
–Gider pusulasının düzenlenmesi zorunluluğunun bulunduğu hallerde düzenleme süresi 7 gün olarak belirlenmiştir.
-Ayrıca belge düzenleme zorunluluğu bulunmayan kamu kurumları tarafından yapılan ödemelere ait, ödeme kuruluşu ve PTT tarafından düzenlenen belgeler dekont vb. gider pusulası yerine geçen belge olarak kabul edilmiştir.
11-VUK’nu Değerleme Ölçülerine “Alış Bedeli” Eklenmiştir.
Vergi Usul Kanunu’nun 261’nci maddesine yapılan ek fıkrayla, alış bedeli, bir iktisadi kıymetin satın alma bedeli olarak tanımlanmış olup iktisadi bir kıymetin elde edilmesi ile ilgili diğer giderlerin alış bedeline dâhil değil olmadığı hükme bağlanmıştır.
12-Maliyet Bedeli Tanımı Yeniden Düzenlenmiştir.
Maliyet Bedeli tanımına VUK’nun 262. maddesinde yer verilmiştir. VUK’nun 262. maddesinde yapılan değişiklikle, maliyet bedeline girmesi zorunlu olan ve olmayan unsurlar kapsamlı olarak sayılmıştır.
Buna göre, aşağıda sayılan giderler de maliyet bedeline dâhil edilecektir.
- İktisadi kıymetin iktisap edilmesi veya değerinin artırılması ile doğrudan ilgili; gümrük vergileri, gümrük komisyonları, yükleme, boşaltma, nakliye ve montaj giderleri,
- İktisadi kıymetin iktisap edilmesi veya değerinin artırılması ile doğrudan ilgili; resim ve harçlar, noter, tapu, mahkeme, değer tespiti, danışmanlık, komisyon ve ilan giderleri,
- İktisadi kıymetin finansmanında kullanılan kredilere ait faiz giderleri ve bunlara ilişkin kur farklarının; emtiada emtianın stoklara girdiği tarihe kadar, diğer iktisadi kıymetlerde ise iktisadi kıymetin envantere alındığı hesap döneminin sonuna kadar olan kısmı ile söz konusu kredilere ilişkin giderler (Faiz giderleri ile kur farklarının diğer kısımlarını maliyet bedeline ithal etmekte veya genel giderler arasında göstermekte mükellefler serbesttirler),
- İktisadi kıymetin stoklara veya envantere alındığı tarihe kadarki depolama ve sigorta giderleri,
- Gayrimenkullerde mevcut bir binanın satın alınarak yıkılmasından ve arsasının tesviyesinden mütevellit giderler.
Gayrimenkullerle doğrudan ilgili olması şartıyla, bunların envantere alındığı hesap dönemi sonuna kadar alınan hibeler maliyet bedelinden indirilecektir.
İktisadi kıymetin (emtia hariç) iktisap edilmesi veya değerinin artırılması ile ilgili olan özel tüketim vergisi, indirilemeyecek katma değer vergisi, banka ve sigorta muameleleri vergisi ile kaynak kullanımını destekleme fonunu maliyet bedeline ithal etmekte veya genel giderler arasında göstermekte mükellefler serbesttirler.
Sözü edilen düzenleme Kanunun Resmi Gazetede yayımlandığı 26.10.2021 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
13-Enflasyon Düzeltmesi Zorunluluğunun Meydana Gelmediği Dönemlerde Yeniden Değerleme Şartları İçin Yapılan Düzenleme
Vergi Usul Kanun’un Mükerrer 298’inci maddesine eklenen fıkra ile kolektif, adi komandit, ve adi şirketler dahil olmak üzere tam mükellefiyete tabi ve bilanço esasına göre defter tutan gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerine enflasyon düzeltmesi yapma şartlarının gerçekleşmediği hesap dönemlerinin sonu itibarıyla, bilançolarına dahil bulunan amortismana tabi iktisadi kıymetlerini ve bunlar üzerinden ayrılmış olup bilançolarının pasifinde gösterilen amortismanları mezkur maddede belirtilen şartlar doğrultusunda yeniden değerleme imkanı getirilmiştir.
14-Amortisman Süreleri Hakkında Yapılan Düzenlemeler
İşletme aktifine yeni kaydedilecek amortismana tabi iktisadi kıymetler için aktife girme tarihinden itibaren günlük esasa göre amortisman ayrılabilmesi imkanı getirilmiştir.
Buna göre, amortisman süresi hesaplanmasında, Hazine ve Maliye Bakanlığınca yıl olarak tespit edilen faydalı ömür süreleri üç yüz altmış beş ile çarpılarak hesaplanacaktır.
Hazine ve Maliye Bakanlığınca tespit edilen faydalı ömür süresinin iki katını ve elli yılı aşmamak, her yıl için aynı nispet uygulanması şartıyla, daha uzun faydalı ömürler dikkate alınarak amortisman sürelerini uzatabilme hususunda serbestlik tanınmaktadır.
Örneğin, faydalı ömrü kanunda 5 yıl olarak belirlenen bir iktisadi kıymetin amortisman süresi 10 yıla kadar uzatılabilmektedir.
Buna göre her yıl %10 amortisman oranı dikkate alınacak olup, bu oran izleyen yıllarda değiştirilemez.
15-Şüpheli Alacaklar Konusunda Yapılan Düzenleme
Şüpheli Ticari Alacaklar konusunda maddede öngörülen değişiklik ile “yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş bulunan dava ve icra safhasında değmeyecek derecede küçük olan alacaklara ilişkin azami tutar 3.000 Türk Lirası olarak belirlenmiştir. Bunun yanında, şüpheli alacak hükümlerinin işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler tarafından da uygulanmasına imkan tanınmıştır.
16-Amortismana Tabi İktisadi Kıymetlerin Satışından Doğan Kârın Yenileme Fonunu Kapsamı Ve Atiklerin Tazmininden Doğan Tazminat Gelirleri İle İlgili Yapılan Düzenleme
Amortismana tabi iktisadi kıymetin satılması halinde, satılan iktisadi kıymetin yenilenmesi veya benzer mahiyetteki bir iktisadi kıymetin iktisabı işin niteliğine göre zorunlu bulunur veya bu hususta işletmeyi idare edenlerce karar verilmiş ve teşebbüse geçilmiş olursa, oluşan karın satışın yapıldığı tarihi takip eden üç takvim yılının sonuna kadar pasifte geçici bir hesapta tutulabileceği hüküm altına alınmıştır.
Pasifte geçici bir hesapta tutulan karın, finansal kiralama yoluyla edinilenler de dahil olmak üzere iktisap edilen bir veya birden fazla kıymetin, kanun hükümlerince ayrılan amortismana mahsup edileceği belirtilerek yeni alınacak iktisadi kıymetlerin sayısında sınır yoktur.
Geçici hesapta tutulan tazminatın, tamamen veya kısmen zarar gören iktisadi kıymetin yerine iktisap edilen yeni kıymetlerin amortisman ayrılabilecek tutarından fazla olması durumunda, bu fazlalığın tazminatın alındığı yılı takip eden üçüncü takvim yılının kar ve zarar hesabına ekleneceği hususu hükme bağlanmıştır.
17-Ceza Uygulamasında Tekerrür Uygulaması İle İlgili Yapılan Düzenleme
Vergi ziyaı cezasında, cezanın kesinleştiği tarihi izleyen günden itibaren beşinci yılın isabet ettiği takvim yılının sonuna kadar, usulsüzlükte cezanın kesinleştiği tarihi izleyen günden itibaren ikinci yılın isabet ettiği takvim yılının sonuna kadar tekrar ceza kesilmesi durumunda, vergi ziyaı cezası yüzde elli, usulsüzlük cezası yüzde yirmibeş oranında artırılmak suretiyle uygulanacaktır.
Artırım tutarı kesinleşen cezadan (kesinleşen birden fazla ceza olması durumunda bunlardan tutar itibarıyla en yükseğinden) fazla olamayacaktır.
Beş ve iki yıllık sürelerin hesabında, artırıma esas alınan cezaların kesinleşme tarihi dikkate alınacaktır.
18-Vergi İncelemesine Başlanmış Olmasına Rağmen Pişmanlık Hükümlerine Göre Beyanname Verilebilecek
VUK 371’inci maddesinde yapılan değişiklikle, devam etmekte olan vergi incelemesinin ilgili olduğu vergi türünden ve takdir komisyonuna sevk edilen olayın ilgili olduğu vergi türünden farklı vergi türü için madde hükmünün uygulanabilmesi temin edilmektedir. Örneğin KDV yönünden inceleme veya takdire sevk işlemi yapılmış olması halinde, Kurumlar vergisi için Pişmanlık hükümleri kapsamında beyanname verilebilecektir.
19-Vergi Aslına Bağlı Olmadan Kesilen Cezalara Uzlaşma Hakkı Tanınmıştır.
5.000 Türk Lirasını aşan usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarına ilişkin olarak uzlaşma talep edilebilecektir. Söz konusu tutarı aşmayan usulsüzlük cezaları için Vergi Usul Kanunu’nun 376 nci maddesinde yer alan indirim oranının %50 artırımlı olarak uygulanacaktır.
Uzlaşmaya konu edilebilecek usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarının tespitinde cezayı gerektiren fiil bazında kesilecek toplam ceza tutarı dikkate alınacaktır.
20-Nakit Sermaye Artıran Kurumların, Sermaye Artırımına Konu Sermayenin Yurt Dışından Karşılanan Tutarına Uygulanan Faiz İndirim Oranı
Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (ı)bendinde yapılan değişiklik ile nakdi sermaye artışlarının yurtdışından getirilen nakitle karşılanan kısmı için nakdi sermaye faiz indirimi oranı %75 olarak düzenlenmiştir.
21-Teşvik Kapsamında Yapılan Yatırımlara Uygulanan Yatırıma Katkı Tutarı Uygulaması Hakkında Yapılan Düzenlemeler
-5320 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun mevcut 32/A maddesinde yapılan düzenleme ile; yatırım teşvik belgesi bazında yatırım harcamasına yatırıma katkı oranının uygulanmasıyla belirlenen tutarın %10’luk kısmı, kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken ayı takip eden ikinci ayın sonuna kadar talep edilmesi şartıyla, özel tüketim vergisi ve katma değer vergisi hariç olmak üzere tahakkuk etmiş diğer vergi borçlarından terkin edilmek suretiyle kullanılabilecektir.
-Yatırımcılar tarafından bu kapsamda yapılan yatırım harcamaları nedeniyle hak kazanılan yatırıma katkı tutarının en fazla %10’luk kısmı bu düzenleme çerçevesinde ÖTV ve KDV hariç diğer vergi borçlarından terkin edilebilecektir.
-Bu tutar ile birlikte bu tutarın bir katı vazgeçilen yatırıma katkı tutarı olarak toplam yatırıma katkı tutarından düşülecektir. Yatırımın bütünü itibarıyla terkini talep edilebilecek toplam tutarın hesabında ise, mükellefin ilgili yatırım teşvik belgesi kapsamındaki toplam yatırım harcamasına yatırıma katkı oranının uygulanmasıyla belirlenen tutarın %10’unun aşılması mümkün olmayacaktır.
Bu düzenleme gerek mevcut gerekse yeni alınacak yatırım teşvik belgeleri kapsamında 01/01/2022 tarihinden itibaren yapılacak yatırım harcamalarına uygulanmak üzere yürürlüğe girecek olup 01/01 2022 tarihinden önce yapılan yatırım harcamaları nedeniyle hak kazanılan ancak kazanç yetersizliği nedeniyle henüz kullanılamamış yatırıma katkı tutarları bu kapsamda değildir.
Hüseyin CANPOLAT
Vergi Uzmanı